Rize
20 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    30.68
  • EURO
    33.14
  • ALTIN
    1997.3
  • BIST
    9045.97
  • BTC
    47101.943$

Yakup Okumuşoğlu “Fırtına Vadisi’ni Rezil Etmeye Devam Ediyoruz”

Yakup Okumuşoğlu “Fırtına Vadisi’ni Rezil Etmeye Devam Ediyoruz”
Bugün Rize İdare Mahkemesi'nde Çamlıhemşin Ayder Yaylası ile ilgili iki önemli dava görüldü. Birinci dava, Ayder'in sit statüsünün düşürülmesi ve genişletilmesi, diğeri ise Toki'nin bölgede yapmayı planladığı otel ve imar planıyla ilgiliydi. Mahkemeye bölge halkı, yaşam savunucuları ve davanın avukatları katıldı. Avukatlar, yapılan planların Fırtına Vadisi'ni nasıl tehdit ettiğini ve bölgeyi nasıl zarara uğrattığını dile getirdi. Özellikle Ayder'in korunması ve doğal sit statüsünün düşürülmemesi için mücadele ettiklerini belirttiler. Mahkemeden, Ayder'in geleceğini güvence altına alacak kararlar beklediklerini ifade ettiler. Duruşmalar, Fırtına Vadisi'nin korunması için verilen uzun süreçli mücadelenin bir parçası olarak kaydedildi. Mahkemenin vereceği kararın bölgenin doğal ve kültürel mirasının korunması açısından önemli olduğu vurgulandı.

Fırtına Vadisi'nin Geleceği İçin Hukuki Mücadele: Ayder ve Çevresi Korunmaya Çalışılıyor

Rize İdare Mahkemesi'nde görülen bir davanın ardından Rize Adliyesi çıkışında açıklamalarda bulunan Avukat Yakup Okumuşoğlu, Fırtına Vadisi'nin geleceği hakkında endişe verici açıklamalarda bulundu. Okumuşoğlu, "Bugünkü duruşma, Fırtına Vadisi'ni nasıl rezil ettiğimiz ve etmeye devam edeceğimize dair, ondan sonra yapılmış olan birtakım planlar ve sit alanlarına ilişkin düzenlemelerin iptali davasıydı. Fırtına Vadisi'ni rezil etmeye devam ediyoruz" dedi.

Fırtına Vadisi'nin 10 yıl sonra yok olacak şekilde nasıl ortadan kaldırılabileceği konusunda planlar yapıldığını iddia eden Okumuşoğlu, bu planlara karşı mücadele ettiklerini belirtti. Özellikle Ayder bölgesine yönelik projelerin ve sit derecesinin düşürülmesine dönük hazırlanan planlara karşı açılan davaların sürdüğünü ifade etti. "Ayder'in en azından bir süre daha yıkımdan korunabileceğini umuyoruz" diyen Okumuşoğlu, Fırtına Vadisi'nin her geçen gün yapılaşmaya açılan bir bölge haline geldiğini ve buna karşı mücadele ettiklerini vurguladı.

Okumuşoğlu, "Fırtına Vadisi'nin girilmeyen noktalarının birinci dereceyken üç derece doğa sit alanlarına düşürülmesinde başka bir amaç olamayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla da biz de bunlara itiraz ediyoruz ve mahkemeyi de bilgilendirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Bu açıklamalar, Fırtına Vadisi'nin doğal güzelliklerinin korunması için yürütülen hukuki mücadelelerin devam ettiğini gösteriyor.

Fırtına Vadisi'nde Görülen Davalarda Çığır Açan Gerçek: Milli Park ve Sit Alanları Yıkıma Maruz Kalıyor!

Fırtına Vadisi'nde bugün görülen iki davanın duruşması, Türkiye'nin doğal güzelliklerine yönelik ciddi tehditlere dikkat çekti. Birincisi, Ayder'deki oteller bölgesine ilişkin yapılan planların iptali için açılan dava, planların usul ve esaslara aykırı olduğunu vurguladı. Diğeri ise, Ayder'i korunaklı gösterip aslında tahrip edilebilir alanları korumaya yönelik hazırlanan planlara karşı mücadeleyi içeriyordu.

Fırtına Vadisi'ndeki bu davalarda ortaya çıkan gerçekler, Türkiye genelindeki doğal alanların nasıl bir tehdit altında olduğunu gözler önüne serdi. Milli Park ilan edilen bölgelerin ve sit alanlarının bile yıkıma maruz kaldığına dikkat çekildi. Milli Park veya sit alanı ilan edilmesi, artık korunma değil, yok edilme çağrısı gibi algılanıyor. Bu durumda, rant odaklı düşünenler için bu alanlar, doğal güzelliklerin yok edilmesi için bir fırsat olarak görülüyor.

Bu durum karşısında hukuki süreçlerle mücadele edenler, toplumu bu gerçekler konusunda bilinçlendirme çabası içindeler. Milli Park ve sit alanı ilan edilmesinin artık bir tehlike işareti olduğu ve önlemlerin buna göre alınması gerektiği vurgulanıyor. Türkiye'nin doğal mirasının korunması için kamuoyunun duyarlı olması ve bu tür plansız ve tahrip edici uygulamalara karşı birlikte mücadele etmesi gerekiyor.

Fırtına Vadisi'nde Sit Kararları Değişiyor: Fırtına Halkı Davalara Devam Ediyor

Fırtına Vadisi'nde uzun yıllardır süregelen doğal yaşam alanlarının korunması amacıyla açılan davaların avukatlarından Av. İbrahim Demirci, geçtiğimiz günlerde mahkemede yaptığı açıklamada, 1998 yılında verilmiş olan sit kararlarının artık değiştirilmeye başlandığını belirtti.

Demirci, Fırtına halkının yüzyıllardır doğayı koruyan insanlar olduğunu vurgulayarak, bu doğal mirası yaşatanların yine aynı insanlar olduğunu ifade etti. Fırtına Vadisi'nde yaşayanların, Ayder'in ve Çamlı Hemşin'in doğal özelliklerini korumak için mücadele verdiklerini dile getirdi.

Çevre ve Turizm Bakanlığı, Tabiat Genel Müdürlüğü, Rize Valiliği ve Rize İl Özel İdaresi'ne karşı davalara devam ettiklerini belirten Demirci, bu kurumların asli görevlerinin vadileri ve doğal yapıları korumak olduğunu ancak bu görevin yetersiz kaldığını ifade etti. Demirci, mahkemeden tek bir dava sonucunun yeterli olmadığını ve her noktada doğal varlıkların korunması gerektiğini vurguladı.

Özellikle Ayder'in doğal sit statüsünün değiştirilmesine değinen Demirci, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın sürdürülebilir alan ilan ettiğini belirtti. Bu durumun, bölgenin korunmasını güçleştirdiğini ve çeşitli insani faaliyetlere açık hale getirdiğini dile getirdi.

Son olarak, Fırtına Vadisi'nde yaşayanların mücadelesinin sürdüğünü ve yeni süreçte sit kararlarının gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Demirci, doğal mirasın korunması için hukuki mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!