Rize
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    30.68
  • EURO
    33.14
  • ALTIN
    1997.3
  • BIST
    9045.97
  • BTC
    47101.943$

AH ŞU TELEVİZYON!

09 Ocak 2023, Pazartesi 11:30

 Kuşkusuz televizyon asrımızda insanın sıradışı buluşlarından biri olmuştur. Televizyon, ülkemizde altmışlı yıllardan sonra, sayıları giderek artan kanalları ve uzun yayın süreleriyle zamanımızın büyük bir kısmını almaya başladı. Sonuç olarak, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi, salon, oturma odalarımız ve mutfaklarımızı geçtik arabalarımıza, cep telefonlarımıza hatta yatak odalarımıza kadar girdi.
       Günümüzde televizyon ekranlarına hemen her gün yansıyan suç niteliğindeki girişimlerin giderek arttığı dikkat çekmektedir. Bazı televizyon kanallarında; aile içi şiddet, cinayet ve entrikanın her türlüsü pervasızca sergilendiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Televizyon insanların ruh sağlığını etkilemekte ve stres kaynaklı pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir. Televizyonun diğer bir zararı ise topluma acı veren olayların sürekli izlenmesi ile insanın bunları kanıksaması ve bunlara karşı duyarsızlaşması gibi insani duygularının giderek azalmasına neden olmasıdır.
       Bugün, insanı ve insan davranışlarını etkileme gücüne sahip bu iletişim aracı, medya patronları ve reklamcılar tarafından kendi amaçları doğrultusunda, daha çok ticari çıkarlarla, başarılı bir  şekilde kullanılmaktadır. Dikkatli kullanıldığında bu araç, insan davranışı ve yaşam tarzı hatta konuşma ve diksiyonun geliştirilmesine katkı sağlayabilecek bir özelliğe de sahiptir. Ancak zararı faydalarını çok geride bırakmıştır. Bunun yanında günümüzde yanlış örneklere rastlanıldığı gibi, yayınlanan programların içeriklerinin insanlara sosyal, kültürel ve psikolojik zarar verdiği ve ahlâki değerlerden uzaklaştırdığı görülmektedir.
            Son yıllarda hemen her gün meydana gelen kadın cinayetleri ve aile içi şiddet nedenlerinin sonlandırılması için çalışmalar yapılması gerekirken, bunların üst üste gösterilmesi olayların artmasına neden olduğu görülmektedir. Bu durumda ayni içerikteki haberlerle birlikte dizi ve filmlerde de şiddet içerikli programlar gösterilmektedir.  Ekranda öfkeli ve argo konuşmaları dinlememin ve yumruklaşmaları görmenin şiddete eğilimi olanları olumsuz etkilediğini, öfke birikimine neden olduğunu ve özellikle gençleri yanlış davranışlara yönlendirdiği gerçeği karşımızda duruyor. 
       Bugün duyarlı bazı kimseler televizyon izlemeyi bırakmışlardır. Ancak bunun da bir çözüm olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu tercih, bir bakıma toplumdan kopuk yaşamak ve televizyon izlemekten başka bir seçeneği olmayanların karşı karşıya bulundukları tehlikeye göz yummak ve pes etmek değil midir?
       Ancak bir şekilde, insanın evinde televizyonun zararlarından korunması gerekir. Bu da ancak insan ruh sağlığına katkı sağlayan, eğitici, ebeveyn ve çocukların bir arada izleyerek eğlenebilecekleri televizyon programlarına yer verilmesi ile olur. Şiddet yerine bu tür programlara yer verilmesi gibi bir uygulamaya gidilmesi konusunda sorumlu kurum ve yetkilileri göreve davet etmek de vatandaş olarak
bizlerin görevidir. Ben bir yerden başladım işte. Duyarlı herkesi ses vermeye davet ediyorum. Allah var gam yok. Selam ediyorum.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum