AKIL TUTULMASI

Hiç kuşkusuz, Allah katında canlıların en zararlısı, aklını
kullanmayan sağır ve dilsizlerdir. (Enfal/22)
                  Akıl tutulması eskilerin deyimiyle bağnazlık anlamını karşılıyor. Bu kavramın pek yüz güldürmediğinin farkındayım. Ancak böyle bir gerçeklik, farkında olsak da olmasak da bizim önümüzde duruyor . Üzgünüm ama Ümmetin haline baktığımızda, buram buram bağnazlık koktuğunu görmemek için kör olmak lazım. İnanın bunları yazmak ya da düşünmek bana da çok acı veriyor. Lakin bir hastalığın tedavisi, gelip neştere dayanmışsa, o acıyı çekeceksiniz. Lakin acı ilaç içmeyen tatlı şifa bulamazmış. O zaman hastalıklarımızla yüzleşmemiz menfaatımız icabıdır diye düşünüyorum. 
Bağnaz Kime Denir?
Bağnazlık; bir düşünceye, bir inanışa bir dini yapıya, bir ideolojiye, bir hayat tarzına aşırı ölçüde bağlanmak, bir  kişiye aşırı şekilde bağlanan, ondan başka bir şey düşünmeyen, ondan başka her türlü öğreti ya da görüşe karşı çıkan kişilerdir. Doğru ya da yanlış fark etmeden hiçbir düşünceyi asla kabul etmez. Aynı zamanda kendisine karşı olan düşüncelere sahip olanlara da düşman olur.
          Bağnazlık, iradesini bir üst iradeye teslim etmektir. Sizin meseleyi bir daha ele almanıza gerek yok diyor, edindiği makam. Siz bize güvenin. Artık tabana kendilerini ne diye sattılarsa... biz sizin için en güzelini düşünürüz. Biz işi sonuçlandırdık rahat olun. Hani biz ele almamış olsaydık sizde bakardınız. Siz bize tabi olacaksınız. Böylece kitleleri kendi yollarına ancak, onların akıllarını devreden çıkararak çekebildiler.   
           ALLAH'IN kitabı bile insanlara akledin derken, bir kimse bazı kimseleri kendi arkasına takabiliyorsa, hatta ateşe atla desem atlayacaksın'a  taşımak, ancak aklın devreden çıkmasıyla olabilcek bir iştir. Bunlar insanları kendi kulluğuna davet edenlerin ta kendilerdir. İşte bu tam bir bağnazlık örneğidir, Allah korusun. Falanca ne derse o, hangi marka siyasi kavramın peşinden gidecek, nereye oy verilecek, darbe mi yapılacak her şeyi o bilir. O en üstün biliyor, en üstün düşünüyor.  
          Hatta o daha üst makamlarla bu işleri görüşüyor. Öteyle irtibatı var. 
Vahiy demiyor ama...Adı konulmamış bir Nübüvvet... Böylece İnsanların tevekkülü satın alınıyor. Adem'den bu yana böyleleri hep var oldu.
ALLAH'IN insana verdiği yetenekleri iğfal edip, köleleştirme, hatta insanı insan yapan değerleri yok sayıp köleleştiren anlayış. Akıl rafa kalkarsa, insanlık nereye kalkmış olur azizim? 
          Bağnazlık; otoriteyi delil aramaksızın, eleştirmeksizin bilgi sayan anlayıştır. Bağnaz, bağlandığından başka hiçbir düşünce ve inanışın yaşam hakkını kabul etmez. Doğru kendisidir, herkese, her şeye önyargıyla yaklaşır ve acımasız yargılar, eleştiriye kapalıdır, hoşgörüsüzdür. Farklı fıkirlere, düşüncelere, inanışlara tahammülü yoktur. Bir korku içerisindedir ve kendine güveni yoktur. Sosyal değildir, dolayısıyla hep uçlarda yaşar, kimseyi dinlemez, etiketler ve yaftalar. Anlamak için çabalamaz, öfkenin hatırını gözetmek durumundadır. Kabirdekilerden emir alır. 
         Herkesi tek potada eritmek ister, çeşitliliği hazmedemez.
Yeni fikirler, yeni çözümler alerji yapar. Tanrısının yaşadığı döneme takılır, yeniliklere kapalı, değişimlere karşıdır. Beşerî kaynağı din edindiği için, o kaynak ne kadarsa, o kadar dünyası vardır, yani aklı ve beyni küçülmüştür. Küçülünce, artık siz orda kendinize yer bulamiyorsunuz. Böylesi insanın ömrü kendisine ördüğü bir kafeste geçer. Boyun eğme içinde gizlice gelişmiş olan saldırganlık düşünceleri anksiyeteye dönüşür. 
          Her dinin müntesipleri içinde naslarla örülü zahiri bir taassub
veya sezgi ile boyanmış batıni bir taassub çıkmıştır. Bağnazlık yaygın ve evrenseldir. Bu çerçevede holigan ve fanatik kavramlarını da hatırlayalım.
          Holigan; aşırı düşüncesini şiddete yansıtıp terörize edendir. Şartlanmış kitlelerdiri truva atı olarak kullanır.
          Fanatik; bir düşüncenin, bir nesnenin tutucusudur. Bundan dolayı insani değerleri göremez. Sosyal hayata entegre olamaz.
          Entelektüel bağnazlar ise, içlerinde taşıdıkları yobazlık ve bağ-
nazlık potansiyelini çağdaşlık üzerinden kullanan insanlardır.
Bunlar kuru özgüveniyle insanları aşağılayan, gizli fantezilerini
içinde bastırmış kimselerdir.
            Arkadaşlar, tek çare doğru okumalar yapmaktır. Ne yapıp edip Kur'anı baş uçu kitabınız yapınız. Kur'anı beynine kodlamayan arkadaşıma, diğer kitapları okumayı tavsiye etmem. Hz. Peygamberin karakterini çok iyi anlamayı öneririm. Çünkü O'nu iyi tanıyan kendine başka dini lider aramaz. Bunun dışında yapacağınız okumaları, çapraz okuma dediğimiz şekilde yapmanızı öeririm. Yani bir konuyu savunan kişiyi de, eleştiren kişiyi de okuyun ki, marjinal kalmayın. Klişe yapılardan uzak durun, kendinizi evrensel aleme açık tutun. Tavsiyem olsun:
1 Sorgulamayı bırakma
2 Aklını ve iradeni aktif tut
3 Geçmişi kutsama
4 Hurafelere iman etme
          Bu yazı acı oldu, ama üzgünüm gerçeği söylemeye yeminliyim.   "...Allah aklını kullanmayanların üzerine pisliği boca eder" (Yunus/100)