HAYAT KİTABI KUR'AN

Bir kitap düşünün ki bize kendimizi anlatmaya geldi. Bir kitap düşünün ki bize Rabbimizi tanıtmaya geldi. Bir kitap düşünün ki bize neden var olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi, mebdeimizi ve meadımızı anlatmaya geldi. Bir kitap düşünün ki bize hayatın manasını, dünyaya gelişimizin gayesini, var oluşun hakikatini anlatmaya geldi. 
         

Bize içinde yaşadığımız kâinat ile ilişkilerimizi kurmaya geldi. Bir kitap düşünün ki bize ebedi hayatımızı, ahiretimizi anlatmaya geldi. Ebedí hayatta başımıza gelecekleri ve karşımıza çıkacakları anlatmaya geldi.

Bir kitap düşünün ki bize Hakk'ın yanında olmayı anlatmaya geldi. Bize hephakikatle olmayı anlatmaya geldi. Bir kitap düşünün ki bize adaleti öğretmeye geldi. Bir kitap düşünün ki bize iyiyi, doğruyu ve güzeli öğretmeye geldi. Bir kitap düşünün ki bize yanlışı, çirkini ve kötüyü anlatmaya geldi. 
         

Bir kitap düşünün ki bize hiçbir varlığı, hiçbir canlıyı hatta bir karıncayı bile incitmemeyi öğretmeye geldi. Çünkü Kitab-ı Kerim'in bir adı da Furkan'dır. Furkân, "Iyi ile kötüyü, hayır ile şerri, yanlış ile doğruyu birbirinden ayırmayı öğreten kitap. " demektir. 
     

    Bir kitap düşünün ki aklımızı harekete geçirmeye geldi. Her sayfasında, "Akletmez misin ey mümin ey insan?" diyen bir kitap düşünün.  Bir kitap düşünün ki kainatı okumamızı emretmeye geldi, Bir kitap düşünün ki insanı okumayı emretmeye geldi. Ve sadece Kur'an'ın ayetlerini değil, insanın fıtri ayetlerini okumayı emretmeye geldi. Kâinatın, tabiatın ayetlerini okumaya, emretmeye geldi. Ve yaratıcımızın kâinata yerleştirdiği bütün kanunları okumayı, Öğrenmeyi, yaşamayı emretmeye geldi.
     Bu kitap, aynı zamanda elinize aldığınız andan itibaren yaratıcı ile sizi diyaloğa sokuyor. Onunla konuşuyorsunuz. Onunla konuşma şerefine nail oluyorsunuz. 
Böyle olduğu içindir ki Kur'an okunduğunda Allah ile diyalog kurar, onunla konuşmuş oluruz. Bir kitap düşünün ki bize iyi bir kul olmayı öğretmeye geldi.
Kıyamete kadar Rabbinden başkasına kulluk etme." dedi.
 

   Bir kitap düşünün ki bize iyi bir evlat olmayı öğretmeye geldi.

 "Anneye, babaya "öf" demek yok. " dedi. "Of" bile diyemezsin dedi.
"Rahmet ve şefkat kanatlarını annenin, babanın üzerinden

kaldıramazsın." dedi. Sonra iyi bir baba olmayı, iyi bir anne olmayı öğretmeye geldi. Bir kitap ki iyi bir dost olmayı, iyi bir eş olmayı, iyi
bir komşu olmayı, iyi bir insan olmayı öğretmeye geldi.
     

Bir kitap düşünün ki aynı zamanda insanlığın tarihinden haber
vermeye geldi. Bize yaratılışımızı öğretmeye geldi. Annemizi, babamızı, aslımızı, Ádem'i, Havva'yı öğretmeye geldi. Bir kitap düşünün ki Hz. Nuh'u, Hz. İbrahim'i, Hz. İsmail'i, Hz. Ishak'ı, Hz. Yakub'u, bütün peygamberleri ve Hz. Meryem'i öğretmeye geldi.
       

Bir kitap düşünün ki bize; peygamberlerin tarihi ile ilgili saptırılmış bütün yanlışlıkları düzeltmeye geldi. Bir kitap düşünün ki aklımızı kalbimizle buluşturdu, kalbimizi aklımızla buluşturdu. Bir kitap düşünün ki ruhumuzu bedenimizle buluşturdu. Bizde bir tevhid oluşturdu ve bizi tevhide iman etmeye davet etti. Bir kitap düşünün ki gönül dünyamızı zenginleştirdi, 
   

 Resul-i Ekrem'in başka bir rivayette Hz. Ali'ye izafe edilen bir sözünü hiçbir zaman akıllarından çıkarmamak gerekir: "ÜZERİNDE DÜŞÜNÜLMEDEN TEFEKKÜR  ETMEDEN, MANASINI ELDE ETMEYE  ÇABALAMADAN YAPILAN OKUMADA HAYIR YOKTUR."  Kur'an, kendisini nasıl okuyacağımızı da öğretiyor bize:
"Kur'an'ı, yavaş yavaş oku/Kalbine sindire sindire, yedire yedire/Anlaya anlaya oku." Resul-i Ekrem, "Bir kalp ki onda Kur'an yoktur, o harabe eve benzer. Bir kalp ki orada Kur'an vardır, o kalp mamur bir eve benzer. " der.   

 Kalplerimizi Kur'an'la mamur kılalım. Kalplerimizi harabeyeçevirmeyelim.
          "Kur'ana kurban olan, cihana sultan olur."
"Devemin yularını kaybetsem, onu bile Kur'an da ararım." (İbn'i Abbas)
"Bütün kitaplar, tek bir kitabı daha iyi anlamak için okunur."