Rize
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2394.8
  • BIST
    10065.4
  • BTC
    69315.19$

Karadeniz’de Kadın Olmak 2 

31 Mayıs 2024, Cuma 11:10

Merhaba sevgili okurlarım, ilk yazımda sizlere naçizane Karadeniz kadınından bahsetmiştim. Şimdi de Çay zamanı tekrar Karadeniz kadınını yazmak istedim.

Karadeniz’de kadın olmak zordur. Bütün hayatı sırtlarında taşıyıp, çoğu insanın altında ezileceği zorlukları tek başlarına yüklenen insanlardır. Karadeniz kadınlarının yürekleri; hiç kavuşamayan aşıkların, ölmek için eski evlerine dönmeyi bekleyen ninelerin koynunda büyüyen çocukları, ıslık çalarak haberleşen kadınların hikayeleri ile doludur. Yaylalardan uzanan sislerin, acı hırçın gri dalgalarla denize akan derelerin, denize paralel yığılmış koca dağlarının arasından kendine dar yollar açmış Karadeniz’in çalışkan kadınları. 

Her işin zorlukları vardır muhakkak ama Karadeniz’de kadın olmanın zorluğu farklıdır. Karadeniz kadını hem erkek gibi yetişir hem de örf ve adetlerini fazlasıyla korur. Karadeniz kadını, denizi gibi hırçın olduğu kadar sevginin o güzelliğini, naifliğini de içinde taşır. Her şeyi uçlarda yaşayan zekâ küpü kadınlardır. Yoktan var etmeyi bilir. Vefalıdır, fedakardır, cefakardır, anaçtır. Sadece vermeyi bilir, almak nedir bilmez. Toprak ana derler Karadeniz kadınına. Acıları büyüktür, yüzüne bakınca acının izleri gözükür. Ama bir o kadar da sevgi dolu, güçlü kadınlardır. Aslında 80’inde neyse 8’inde bile o dur. Denizi gibi hırçındır, serttir, sahiplenicidir, koruyan kollayandır. Kadınlarımız toprağına gözü gibi bakar, oya gibi işler. Ne kadar zor olsa da o kadar güzel kılar yuvasını, yüreğini. Karadeniz kadınına baktıkça anlarsın olmaz dediğinin olabileceğini, içindeki sevgiyi, aslında ne kadar da güçlü olduğunu. En büyük emekçiler de biz Karadeniz kadınlarıdır. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum