SARSILMAK

Değerli dostlar 

Sarsılsık! umarım sarsılmışızdır. Çünkü bazı sarsıntılar iyidir.

Umarım; insanlığımız, diğergamlığımız, yüreğimiz, imanımız, vicdanımız, kardeşlik duygularımız, vatandaşlık şuurumuz, dünya yansa da ben yine kazanayım diyen hırslarımız, egomuz, bencilliğimiz, Kaf dağına uzanan kibirli burnumuz, doymayan gözümüz, öleceğini aklına bile getirmeyen yaşam tutkumuz, nemelazımcılığımız, umursamazlığımız, bana dokunmayan bin yaşasıncılığımız, her koyun kendi bacağından asılırcığımız, mekanik insanlığmız, çekirdek aile hobiciliğimiz, ebeveynle yaşama fobiciliğimiz ve bütün insanî ve imanî erdemlerimiz sarsılmıştır.
Bazen insan sarsılarak kendine gelebilir diye umuda sarıyoruz. Deprem karşısında insanlığımız sıkı bir imtihana tabi tutuldu. Kazananlar olduğu gibi kaybedenler de olacaktır elbette. Bu depremle insanımızın inanılmaz yardım ve özverileriyle karşılaştığımız gibi, yine inanılmaz ahlaki zaaflarıyla da yüzleşmiş olduk  ve oluyoruz. Biz de deprem zedeye yardım için bölgeye giden olduğu gibi, enkaz altındaki vatandaşın mağduriyetini istismar eden yamyamlar da var maalesef. Detaylar gözümüzün önünde gerçekleşiyor.
       Hem umarım güzel duygularımız tahrik olur;
merhametimiz, darusselamımız, kanaatimiz, ahde vefamız, emanımız sevgimiz, adaletimiz, istikametimiz, paylaşımımız, müsahamamız, Hakkaniyetimiz, sadakat ve tebessümümüz, ahlakımız, i'sar anlayışımız, saygımız, affetme duyarlılığımız, doğruluğumuz, sehavetimiz, emanet bilincimiz tahrik olur.
   

 Bu kavramları kendi şahsiyetinizde yanyana getirdiğiniz kadar insan olabiliyorsunuz. Bu ölçüyle ölçüp biçtiğinizde, göreceksiniz ki; ülkenizdeki insan sayısı nüfus cüzdanlarıyla arantılı değildir. İnsan olmadan, her türlü mesleği ve işi icra edebilirsiniz. Ancak insan olmadan müslüman olamazsınız,mü'min hiç olamazsınız. İslam dini insan olana iman telkini yapılmasını önceler. İnsanlık, insan olmayan dindarlardan çektiğini kimseden çekmedi. Ne hazindir ki"ahlakı olmayan dindar" başlığı altında makaleler yazılmaya başlandı. Yazan mı suçlu yazdıran mı?
    İnsanların kendilerini emniyet ve güvende hissetmedikleri, 
kime nasıl güveneceklerini bilmedikleri bir dünyada yaşamak bunalımdan öte bir anlam taşımaz. Güvensiz kalplerimizi, karaktersiz insanlara borçluyuz. 
     

 Değerli dostlar, 
Bu hayatta,  bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası. Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!
Az gelişmişlerin kaderi bir kelimede saklıdır:  gecikme! "Coğrafya kaderdir" der, İbni Haldun. Ne dersiniz?
   

 Depremde devletin yaptıklarını inkar edemem. Ancak Dücanenin şu notunu da aktarmak isterim: "Devlet demek planlama, örgütlenme, işbölümü, öngörü, güvenlik, hızlı çözüm demektir. devlet demek akıllı olmak değil, bizatihi akıl olmak demektir. Devletin gücü aklı miktarıncadır, çünkü yönetmek, akıllıca yönetmek demektir."
Selam ederim.