Rize
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    30.68
  • EURO
    33.14
  • ALTIN
    1997.3
  • BIST
    9045.97
  • BTC
    47101.943$

TAASSUB 

22 Ağustos 2022, Pazartesi 23:34

 Önceki yazılarımızda yobazlık ve akıl tutulmasını konu edinmiştik. Bugün  bu serinin son yazısı olarak, yine insanımızın yoğun bir şekilde başının belası olduğunu düşündüğümüz, taassub üzerinde duracağız. Umarım kardeşlerimize bir fayda sağlamış oluruz. 
         

Sözlerimin başında ifade edeyim ki; din yobazlıktan, akıl bağnazlıktan, ilm taassubtan beridir. Tefekkürden uzak, saplantılı, hesapçı, taklitçi, meşrebini putlaştıran, zamanın ruhunu okuyamayan her türlü yobazlık, bağnazlık ve taassub bugünün insanının hayatını zehretmektedir. İnsanın canını sıkan bu tür yazıları niçin mi yazıyorum? Çünkü ümmeti Muhammedin zihnini bu kavramların esir aldığı kanaatini taşımaktayım. Bunlar aynı zamanda ahlakî kavramlardır. " İslam insanlık için “ahlakın ölmediğini müjdeleyen tek öğretidir ve umuttur. Zira İslam’ın tüm emir ve yasaklarının maksadı bir “ahlak sistemi inşa etmektir."
         

Düşünmek sorgulamaktır. Başkasıyla paylaşabileceklerimizi 
sadece kendimizde tutmak, kendimizde olması gerekenleri hep başkasından beklemek; güzelliği, iyiliği, doğruluğu, erdemi ters yüz
etmektir. Yozlaşmanın, tutuculuğun, kör inançların belirli bir yurdu, ulusu, sınırı yoktur. Okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan toplumlar, sonuçta; bağnaz, taasub ehli ve yobaz oluveriyorlar işte.   İnsanlık sahte bir düşünce evreninde sentetik, edinilmiş yaşamaya mahküm olmakla karşı karşıya getirildi. Bu tehlike karşısında, cehaletin, zorbalığın, şiddetin her türüyle mücadele etmek zorundayız. İnsanı hakikat karşısında savunmasız bırakan bu yapılara karşı, ne yapacağımızı inancımız, ilahi kitabımız belirlemiştir. Hikmetle muamele...

Taassub Nedir?
• Taassub, zihinsel kapalılıktır. 
• Kirlenmiş, bozulmuş fikirleri inatla savunmaktır. 
• aşırı bağlanmak, kendi şartları içinde kurgulanmış bu bilgilerinin her şartta doğruluğuna kati bir şekilde inanmak ve inandığı bu doğrulara başkasını hapsetmek, yani  gerçek bir sebebe dayanmaksızın karşı taraftan endişelenmektir.
• Taassub, saplantı halindeki bir kanıya aykırı düşen her düşünceye, körü körüne saldırmaktır. 
• Taassub, bir fikre veya inanışa aşırı derecede bağlanıp ondan başkasını düşünememe durumudur. Buna yobazlık veya tutuculuk da denir. 
• Oysa din insanı köşeye sıkıştırmaz, insanın karakterini deforme etmez. Duvar örenler, genelde travmatik zamanlarda, gerilim zihniyetine sahip karakterler tarafından üretilen, sonradan kurgulanmış düşüncelerdir.
• Taassub sahibi kişiler, körü körüne başkalarını taklit ederler. Başkaları hakkında zan ile hareket ederler. 
• Taassup ön yargıdır, bencilliktir, bilinçsizliktir, kibirdir. Kabul etmeliyiz ki, bunların hepsi anarşik kavramlardır. Eğer bir insanda ön yargı varsa, onun için ne yapabilirsiniz? Onun sadece kendi doğruları vardır, o kadar...
• Oysa bir inanç sahibi olmak, kendi inancında samimi olmak, başka yaşam biçimlerine de saygı duymaktır. 
• İdeolojik taassub, özeleştiriden yoksundur. 
• Tarihin bir kesitinde kalmak aklı ve vicdanı durdurur, dimağı dumura uğratır. Fikir ve iddiasının mutlak doğru olduğunu ileri süren her sistem dogmatiktir, uygulanabilir değildir.
•  Kanıt aramayan, incelemeyen dogma, bilgisizlikten ve karanlıktan doğan yapılardır. 
• Bu nev'i düşüncelerde empati yoktur. 
Kur'an, bütün söylemleriyle bu süreci men eder; 'Ey akıl sahipleri düşünmez misiniz?' 'Muhakkak ki Allah, adaleti/hikmeti, ihsanı/ iyiliği, yakınlara cömertliği emreder; münkeri/kötülüğü, fuhşiyatı/aşırılığı ve bağiyi/taşkınlığı da yasaklar…!
Daha güzel yarınlarda buluşmak üzere, Allah'a emanet olunuz.
...................

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum